Turlar turlar turlar...
Tur dedikodularına başlıyoruz. Celil'le sezonda toplamda 900 kişi civarında misafir ağırlıyoruz. Celipe Travel misafirlerine, isteklerine özel tur yaptığımızdan, tabii ki büyük turlardan çok daha farklı oluyor. Birebir zaman geçirdiğimiz için, paylaşımlarımız çok daha fazla.
Büyük gruplarda ise, ben elimden geleni yapıyorum elbette; ama onların programları Türkiye'den turu alırken belli. Buna rağmen epeyce değişiklik yapıyorum :) Buradaki çoğu rehber, katılımcılarla gezip çok az serbest zaman veriyor misafirlere hatta bazısı programı yetiştirebilmek için hiç vermiyor. Ben birlikte gezdiğimiz yerleri bir de kendilerinin deneyimlemesini istiyorum. Herkes istediği yerde oturabilsin, yesin, içsin, yüzsün... O sebeple verdiğim serbest zamanlarla, ilk başlarda yurtdışından grupla birlikte gelen bir çok rehberin pek de hoşlanmadığı biri oluyorum :) Yapacak bir şey yok! Bir de mesela Skadar Göl Turu yapılmadan ülkeden gidilmesi büyük kayıp bana göre; fakat niyeyse acentalar ilk yaptıkları programlara koymuyor. Ben gelen misafirlere öneride bulunuyorum: "Gruba özel teknede, köylünün yaptığı rakija, şarap, peynir, pişi ve bir çok içeceğin ikramı eşliğinde geziyorsunuz. Sonra sadece tekneyle ulaşılan bir restorana varıyorsunuz. Gölden tutulmuş taze balıkların tadına varıyorsunuz. Göl aynı zamanda bir kuş cenneti olduğundan, harika manzaralarla karşılaşıp kendinizi cennette hissediyorsunuz. Sonra da tura katılanlara İpek sürprizi var ki onu burda açıklamıyorum" Aynen bu cümlelerle misafirlere turu anlatınca, herkes denemek istiyor. Tatil dönüşü katılımcıların yaptıkları yorumlar oldukça etkili oluyor ki; acentalar programa göl turunu ekliyor. O gün bugün en çok satılan tur oluyor :)
30 Ağustos göl turumuzdan :D Bayraklar tur misafiri Ümran hanımdan! Ağlayarak yolcu ettiğim şahane grup! İyki tanıdım her birinizi :)
Özetle, yaşıyor olduğum ülkenin güzelliklerini elimden geldiği kadar, hatta biraz sınırları zorlayarak göstermeye çalışıyor ve sevdiğim, güvendiğim yerleri öneriyorum. Türk insanının aklına hemen "rehber kesin komisyon alıyor da öneriyor" cümlesi geliyor ancak bu ülkede rehbere ücretsiz su bile vermiyorlar hele de tanımadıklarına. Gerçi sezon sonuna kadar bazı garsonlarla baya arkadaş olduğumuz için bir kaç kez kahve ve kek ikramını kapıyorum :)
İnsanla muhatap olunan her iş zor. Herkesin zevkleri, karakteri, hali, tavrı çok farklı. Yeni insanlarla tanışmak çok keyifli ama bazılarıyla "uğraşmak" baya sabır işi. Belki de ömür boyu tanışamayacağımız şahane insanlarla tanışma fırsatı bulduğumuz gibi, dünyada oksijen yakması zarar olan insanlarla da muhatap oluyoruz elbette!
Sen gelme!
Hayatımdaki ilk tur... Listemin sonunda, single odada kalacak bir grup erkek var. Havaalanında karşılama yaptığım sırada bir bey yanıma geliyor ve "Biz arkadaşlarla kendimize araç ayarladık, bizi beklemeyin" diyor. Ben grubun kalanını toplayıp otellere yerleştiriyorum. Tam otelden çıkarken, resepsiyonist yanıma gelip yardım istiyor. Bakıyorum ki grup orada ve resepsiyona Türkçe bağırarak bir şeyler soruyor. Bazı Türklerin inanışına göre, yeterince yüksek sesle ve tane tane Türkçe konuşursan seni tüm dünya anlar!
Neyse resepsiyoniste dert anlatmaya çalışan bey, beni görünce:
- Hah bacım burda mısın?
- Buyrun sorun nedir?
- Yaw bacım senle erkek erkeğe konuşabilir miyiz?
- İlk cümlede kullandığınız bacımdan yola çıkarsak, biraz zor ama bir deneyin.
- Bacım biz buraya bu arkadaşlarla bu iş için geldik.
- (Durumu seziyorum ama yok canım kedidir diyorum) Hangi iş?
- Ya biz ...'ya gidince orda casinoda istiyoruz. Hemen yanımıza gönderiyorlar. Burda da gönderiyorlar mı? Biz karıyı nerden buluyoruz?
17 yıldır aktif çalışan ve oldukça fazla insanla tanışmış, genelde de hazır cevap biri olarak hayatımda ilk kez ağzım açık kalıyor bir süre. Duyduklarım beynimde yankılanırken sorular devam ediyor:
- Buranın nesi meşhur? Eşlere hediye lazım.
Ağzımı da beynimi de toparlayıp, "Tüm konuşmanın en başındaki bacıma dayanarak, anlayacağınız üzere bu konuda deneyimim yok. Siz buyrun deneyin, bakın bakalım başınıza ne geliyor" diyor ve otelden ayrılıyorum. Buradaki firmayı arayıp, olanları anlatıyor ve o grupla bir daha muhatap olmayacağımı bildiriyorum.
Pisliğinizi, sapkınlıklarınızı, açlığınızı, görgüsüzlüğünüzü, cahilliğinizi her yere taşımasanız keşke! Siz ve türevlerinizden kaçtık biz! Montenegro halkı Türkleri bu kadar severken, kızların arkasından dediklerinizi anlasalar ne düşünürler acaba?!
Türk pasaportundan utandıran insanımsılar, siz gelmeyin!
Bu insanimsilari burda da yok edecek bir formül olsa keşke! Ah ah! Ilknur.
YanıtlaSil