Bazıları bizi yazılarımızdan, bazıları katıldığımız radyo programından, kimileri de kısa bir süre önce yayınlanan Kedici belgeselinden tanıyıp; yüz yüze görüşmeye geliyor. Gelirken de bize, yaşadıkları şehirlere özgü, Türkiye'de yaşarken hiç tatmadığımız ya da hasını hiç yemediğimiz yiyecekler getiriyorlar. Kayseri'den mantı ve pastırma (Celil vejetaryen ama ben bayılarak yedim tabii ki!), Datça'dan acı-tatlı biber reçeli ve bademli incir, Bursa'dan pekmez, Eskişehir'den Osmanlı helvası ve keçiboynuzu pekmezi, Malatya'dan kayısı, Adana'dan bulgur, Gaziantep'ten fıstık ve baklava... Daha neler neler... Özetle tam gurbetçiyiz :)
Bazı misafirlerimizle bağımız hiç kopmuyor. Bir önceki sene gelen misafirlerimiz, bizi görmek ve ülkenin farklı yerlerini keşfetmek için yeniden geliyor. Ülkemizin her yerinden şahane insanları ağırlamak bizler için gerçekten çok keyifli!
Türkiye dışından da çokça konuğumuz oldu bu sene. Brezilya, Ukrayna, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada, Amerika...
Bizimle olmayı seçen, üstüne bize değer verip hediyeler getiren herkese çok çok teşekkür ederiz.
Yuvayı bulduk bulmasına ama taşınmak hiç de kolay olmadı. Eski evimizle yeni evimiz arası yürüyerek 5 dakika ve arabamızı iki ev için de aynı yere parkediyoruz. Dolayısıyla eşyalarımızı arabaya yükledik gibi bir durum olamadı. Kıyafetlerimiz, kitaplarımız, mutfak eşyalarımız, çiçeklerimiz, ayakkabılarımız derken 100-150 tur yaparak 10 günde ancak taşındık bilek gücüyle. Arkadaşlarımız da yardım ettiler sağolsunlar. Her gün çalışıp bir de üstüne taşınınca, bedenler isyan etti ve ikimiz de çoook hasta olduk. Geçen hafta sesim beni terketti! Şu an halen tam iyileşmiş sayılmayız zira halen yatıp dinlenecek vaktimiz olmadı. Daha da olacak gibi görünmüyor çünküüü yılbaşı turlarımızla ev alan misafirlerimizin oturum başvuruları birleşmiş durumda. Binlerce şükürler olsun diyorum elbette bu yoğunluğa! Hareket berekettir ve benim gibi hiperaktif bir canlı başka türlü varolamaz :) Geçen hafta sesim tamamen beni terkettiğinde bile çalışmayı bırakmayıp, misafirlerimizle yazarak anlaştım :)) Siz düşünün işte :D
Özetle zaman geçiyor, biz yarın yeniden oturum ve çalışma izinlerimizi yenilemek için başvuruyoruz. Bir maceraya mı atılıyoruz, nasıl olacak, neler olacak derken iyice buralı olduk :) 2015 Aralık'ta Tivat'ta yaşayan tek Türk çift bizken, şu an sayısını bilmediğimiz kadar Türk doldu buralar da...
İyisiyle...ve her yerde olduğu gibi kötüsüyle...
En yakın zamanda, yeni maceralarımızla görüşmek üzere!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder