Turu gerçekleştiren Denge Mühendislik; bayileri için her şeyi eksiksiz düşünmüş. Şirket logosu renklerinde özel çantaları, topları, frizbileri, bayrakları, şapkaları, havluları dikkat çekiciydi. Hatta bana neden yok, rehber neden düşünülmedi diye bıdı bıdı konuştum. Tur lideri Hüseyin Bey, Montenegro üzerine o kadar detaylı çalışmış ve o kadar özel bir program çıkarmıştı ki; kendisini defalarca tebrik ettim, şimdi de ediyorum.
Neler Yaptık?
İlk gün, havaalanı karşılaması sonrası Skadar Gölü kenarında öğle yemekleri vardı. Ben ülkeyi anlattım, Celil'le başımızdan geçenleri, birlikte neler yapacağımızı; onlar da sorularını sordular. Onlar da ilk başta tedirgindiler eminim ama yemekte o tedirginlik son buldu. Otele yerleşimin ardından, Budva'ya yürüdük ve onları denize doymaları için Mogren Beach'te bıraktım. Kaldıkları otel kendilerinde bir miktar hayal kırıklığı yarattı. Her zaman belirttiğim gibi, bu ülke birçok açıdan geri. Otel temiz, yeri çok güzel ancak lüks namına hiçbir şey barındırmıyordu. "Gezeceğiz yahu, oteli napacaksınız? Festival zamanı çadır kuracak yer bile yokken otel bulmuşsunuz, idare edin" dedim. Sağolsunlar aynen öyle yaptılar.
Tivat'ta yenen akşam yemeğine eşim Celil'i de davet ettiler. Damat sevildi :) Gece Budva'da gezme planları yaparlarken sabah 6:00'da kuzeye gitmek için yola çıkacaklarını öğrenince vazgeçtiler. Uyku daha tatlı geldi.
Grubun neşesi Yusuf Bey'in "İpek Hanım, sizi tebrik ediyorum, bana bu yaştan sonra tayt giydirdiniz", "Benim göbeğime göre can yeleği bulunamadı", "İki şişman aynı tekneye binmesin valla batarız" vs. cümleleri ve esas o kostümlü hali herkesi kahkahaya boğdu. Hep beraber atom karıncaya dönüşmüş halde jiplere bindik ve rafting yapacağımız yere doğru yola çıktık. Elbette bir toplu fotoğrafın ardından 4 bota ayrıldık. Başladı tatlı bir rekabet. Sen geçtin, ben geçtimlerden sonra yorgunluk kendini gösterince, herkes suyun akışına bıraktı botları.
Mola yerindeki şelale ayrı bir boyut kattı tura. Dondurucu soğuk suyun altına giren bastı çığlığı! Şekilden şekile girmiş suratların bulunduğu fotoğraflar, daha sonranın espri konusu oldu. Dönüşte araba yıkama hortumuyla Yunus Bey'i yıkarlarken, mekanın sorumluları şok geçirip kahkahalara boğuldu. Yenen tandır, yorgunluğu unutturdu. Yine 3.5 saat süren dönüşün ardından, ertesi gün görüşmek üzere ayrılırken; Hüseyin Bey bana kendileri için hazırlatmış oldukları çanta ve şapkayı hediye etti. Şansıma onların havlusuyla aynı marka ve renkte havlum da vardı. Ertesi gün tam ekipten biri gibi olacaktım :)
Yemekler yedik, yüzmelere doyduk; havaalanı kenarında yüzerken, inen ve kalkan uçaklarla huzur bulduk ve pek tabii ki karaya yanaşmadan bir Ankara havasıyla coştuk. Yollanan videodan gördüğüm kadarıyla, ben de az çıldırmamışım :D Zaten kapı gıcırtısına oynayan ben, Ankara havasıyla kendimi bulmuşum :)) Videoda benle ilgili yapılan yorumları da duydum elbet :) Bir önceki turdaki rehberleri, onların bu tip müzik çalmak vs. gibi isteklerini yerine getirmemiş; hep bahane bulmuş. "Bu rehber, bize ayak uydurmayı bırak; daha çok eğlenelim diye birçok şeyi kendi yapıyor. Gruba çok iyi adapte oldu." diyorlar. Sağolun, varolun. Bu tamamen sizin sayenizde oldu. Kendimi bir an bile rahatsız hissetmedim yanınızda. Hiçbirinizin ne bir kötü sözünü, ne bir bakışını gördüm.
Beşinci günün sabahında, saat 6:15'te yolcu ettim onları. Denge Mühendislik'te daimi rehber olarak iş istediğimi defalarca belirttim Gürkan Bey'e :) O da bana, benim gibi azimli bir insanın istediği her şeye ulaşabileceğini söyledi. Bu, işe alındım mı demek oluyor emin değilim :)))
Özetle şahane bir ekip geçti Montenegro'dan. İşlerine ve birbirlerine değer veren; kendilerine ve çevrelerine saygılı, eğlenmeyi bilen, Türkiye'de böyle bayi turu yapanlar da var dedirten güzel insanlar... Sizlerle tanıştığıma minnettarım. Teşekkürler Denge Mühendislik!
Not: Videoları yüklemek, Celipe'nin tekniği Celil'in işi :) İlk fırsatta yükleyecek ve buradan link vereceğiz.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder